DEVAM: 44. Zekatı Akrabaya Vermek
حدثنا
ابن أبي مريم:
أخبرنا محمد
بن جعفر قال: أخبرني
زيد، عن عياض
ابن عبد الله،
عن أبي سعيد
الخدري رضي
الله عنه:
خرج
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في أضحى
أو فطر إلى
المصلى، ثم
انصرف، فوعظ
الناس وأمرهم
بالصدقة،
فقال: (أيها
الناس،
تصدقوا). فمر
على النساء
فقال: (يا معشر
النساء
تصدقن، فإني
رأيتكن أكثر
أهل النار).
فقلن: وبم ذلك
يا رسول الله؟
قال (تكثرن
اللعن،
وتكفرن
العشير، ما
رأيت من ناقصات
عقل ودين،
أذهب للب
الرجل الحازم،
من إحداكن، يا
معشر النساء).
ثم انصرف، فلما
صار إلى
منزله، جاءت
زينب، امرأة
ابن سعود،
تستأذن عليه،
فقيل: يا رسول
الله، هذه زينب،
فقال: (أي
الزيانب).
فقيل: امرأة
ابن مسعود، قال:
(نعم، ائذنوا
لها). فإذن
لها، قالت: يا
نبي الله، إنك
أمرت اليوم
بالصدقة، وكان
عندي حلي لي،
فأردت أن
أتصدق به،
فزعم ابن مسعود:
أنه وولده أحق
من تصدقت به
عليهم، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (صدق ابن
مسعود، زوجك
وولدك أحق من
تصدقت به
عليهم).
[-1462-] Ebu Saîd el-Hudrî şöyle anlatır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
bir Kurban veya Ramazan bayramında musallaya gitti. Sonra ayrıldı, insanlara
öğüt verdi, "Ey insanlar, sadaka verin" buyurarak, sadaka vermelerini
emretti. Daha sonra bir grup kadına rastgeldi.
"Ey kadınlar topluluğu, sadaka verin. Çünkü ben, cehennemdekilerin
çoğunun sizlerden oluştuğunu gördüm" buyurdu.
Kadınlar, "Neden Ey Allah'ın Resulü!" diye sordu.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Çok lanette bulunuyor,
refikinize (kocanıza) karşı nankörlük ediyorsunuz. Ey kadınlar! Ne kadar garip
ki, akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, sizin gibi akıl ve din
bakımından noksan kadınlar kadar başka hiçbir kimsenin gelebildiğini
görmedim" buyurdu ve ayrıldı.
Evine ulaşınca, Ibn Mes'ud r.a.'in hanımı Zeyneb, huzuruna girmek
için izin istedi.
Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, "Zeyneb izin
istiyor" dediler.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Hangi Zeynep" diye
sordu. İbn Mes'ud'un hanımı olduğu söylenince izin verdi.
Zeyneb, "Ey Allah'ın Resulü! Bugün siz sadaka vermemizi
emrettiniz. Benim bazı ziynetlerim var. Onları sadaka olarak vermek istedim.
Fakat İbn Mes'ud, kendisinin ve oğlunun, sadaka vereceğim kimselerden daha hak
sahibi olduğunu iddia etti. Ne dersiniz?" dedi.
Bunun üzerine Resul-İ Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "İbn
Mes'ud doğru söylemiş. Onlar, senin vereceğin kimselerden daha çok hak
sahibidir" buyurmuştur.
AÇIKLAMA: Zeyn İbnül-Müneyyir
şöyle demiştir; Bu hadislerin, konu başlığı ile ilgili delil olma yönü şudur:
Akrabaya verilen nafile sadakaların sevabı, verilmesi gereken yere verildiği,
üstelik akrabaya verildiği için eksilmemektedir. İşte farz olan sadakada da
durum böyledir.
İsmaili bu görüşü şöyle eleştirir: Hadislerde zikredilen, farz
olan zekat değil, genel anlamda sadakadır. Dolayısıyla bu şekilde delil
getirilemez. Fakat şu durum delil olabilir:
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem , nafile olan sadakanın
akrabaya verilmesini daha faziletli görmüştür. Buna göre, farz olan zekatı
akrabalara vermek de daha faziletli olur.
"Gelip-giden" şeklinde tercüme ettiğimiz .... sözcüğü,
"sevabı gelen" anlamında kullanılmıştır. İbn Battal, "Mesafesi
yakındır ki bu malların en iyisidir" demiştir. Bir görüşe göre,
"Sevapla gelir - gider" anlamındadır.